top of page
Efendimizin Güvenirliği
Güzel ahlak örneği olan Peygamberimizin en önemli özelliklerinden biri, güvenilir olmasıdır. Hz. peygamber (s.a.v.) her zaman doğru davranışlarda bulunmuş, dürüstlüğe önem vermiştir. O, hiçbir zaman yalan söylememiş, insanları aldatmamıştır.
HADİS
“Bizi aldatan bizden değildir.”
buyurarak hile yapmanın, başkalarını aldatmanın Müslümana yakışmayacağını belirtmiştir. Kur’an’da da dürüst ve güvenilir olmayı emreden birçok ayet yer alır. Bunlardan birinde,
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin.” buyrulur.
Yine kutsal kitabımızda şöyle buyurur Allah Teala ;
AYET
“... Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz sorumluluğu gerektirir. Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu hem daha iyidir hem de neticesi bakımından daha güzeldir.”
Peygamberlerde bulunması gereken sıfatlardan biri güvenilirliktir. Sevgili Peygamberimiz de bütün peygamberler gibi güvenilir bir insandı. Yaşadığı toplumda doğruluğu, dürüstlüğü ve güzel ahlakı ile tanınmıştı. Bu gibi güzel özellikleri nedeniyle Mekkeliler ona

Muhammedü’l-Emin

Hz. Muhammed’e inanmayan Mekkeli müşrikler ona şair, mecnun, sihirbaz vb. sözlerle iftira attılar. Ancak ona hiçbir zaman yalancı diyemediler. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v.) dürüst ve güvenilir bir insandı. Bundan dolayı Mekkeli müşrikler bile şehir dışına çıktıklarında, kıymetli eşyalarını Hz. Peygambere emanet ederlerdi. O da kendisine emanet edilen eşyaları titizlikle korur, sonra da sahiplerine iade ederdi.
Peygamberimiz İslamiyetin ilk yıllarında Kureyş kabilesini Safa Tepesi’nde topladı ve onlara şu soruyu sordu: “Ey Kureyş! Şayet size şu dağın eteğinde veya şu vadide düşman süvarisi var. Üzerinize baskın yapacak desem bana inanır mısınız?” Orada toplananlar, “Evet, inanırız. Çünkü şimdiye kadar senin yalan söylediğini hiç duymadık, sen yalan söylemezsin.” dediler.

Hz. Muhammed sözünde durmaya büyük önem vermiştir. Yerine getiremeyeceği sözler vermemiş, düşmanlarıyla bile yaptığı anlaşmalara sadık kalmıştır. Hudeybiye Barış Antlaşması buna örnek olarak gösterilebilir.
Bu antlaşmaya göre Mekkeli bir Müslüman Medine’ye sığınırsa geri verilecek, Medineli bir Müslüman Mekke’ye sığınırsa iade edilecekti. Antlaşmanın imzalanmasından bir süre sonra Ebu Basir adlı Mekkeli bir Müslüman Peygamberimize sığındı. Peygamberimiz onu, “Ey Ebu Basir! Biliyorsun ki biz Kureyş’ie bir sözleşme yaptık. Ahdimizi bozamayız. Biraz daha sabret, Rabb’im yakında sana bir kurtuluş yolu açacaktır.” diyerek geri çevirdi.
Hudeybiye Antlaşması
bottom of page